Yaklaşık 4000 yıl önce, MÖ 20. yüzyılın başında Kuzey Mezopotamya’daki Asur’dan gelen tüccarlar, tüm Orta Anadolu’yu içine alacak şekilde kırka yakın ticari yerleşim ağı kurdu. Ağın merkezinde Kaneş (Kültepe) , Hattuşa da ikinci derece ticaret istasyonlarından biriydi. Askeri ihtilaflar nedeniyle MÖ 1720 yılından itibaren Kaneş’deki yerleşim sona erdi. Aşağıdaki resimde kahverengi kısımda Hititlerin ulaştıkları toprakları görebilirsiniz. Sağ alt köşede yer alan sarı renkli Babylon’da (Babil) kısa bir dönem de hüküm sürmüşlerdir.

Önümüzdeki beş paragraf boyunca Hitit tarihiyle ilgili önemli kişilik ve olaylara değinilmesinin sebebi çok fazla bilgimizin olmaması ve tarihi eksikliklerimizi gidermek içindir. Bütün verdiğimiz tarihler Milattan Önce ‘de geçmektedir. Eski Hitit Devleti, I. Hattuşili, (1650-1620) Hattuşaş’ı Hitit Krallığının başkenti yapar. Anadolu’nun büyük bir kısmını ele geçirir ve Kuzey Suriye’ye seferler yapmaya başlar. I. Murşili (1620-1590) Suriye’de Halep’i, Mezopotamya’da Babil’i ele geçirir. Babil’in şaşalı döneminin kapanmasına neden olur. Hattuşa’dan 1000 km kadar uzağa saldırmalarının sebebi, eski Asur ve Akad krallarının Anadolu seferlerinin öcünü almak olabilir. Ayrıca, zengin tüccarların ana vatanlarını yağmalama amacı da taşıyabilir.

I. Murşili suikast sonucu öldürülmesinden sonra veraset mücadeleleri ülkeyi zayıflatır. (1590-1525) Ülkenin bir çok bölümü işgal edilir. Telepinu (1525-1500) tahtı ele geçirir ve kaybedilen toprakların bir kısmı alınır. Orta Krallık Dönemi başlar. (1500-1350) Çok fazla değişen krallar nedeniyle krallık parçalanır. Kuzey Mezopotamya ve Suriye’de Hurri-Mitanni krallığı da ortaya çıkar. Hattuşaş terk edilir ve yağmalanır.

Yeni Hitit Krallığının Kuruluşu ve imparatorluk dönemi başlangıcı (1350-1320) I. Şuppiluliuma krallığı yeniden ele geçirir. Kuzey Mezopotamya ve Suriye’de Hurri-Mitanni krallığını da yok eder. (1320-1295) II. Murşili tahta çıkar ve Assur krallığı da Mezopotamya’da önemli bir güç haline gelir. I. Muvatalli (1295-1272) Hitit Başkenti’ni Güney Anadolu’daki Tarhuntaşa’ya taşır. Dönemin diğer büyük gücü Mısır’la çatışmalara girer. Bölgede büyük bir güç olmak ve sınırlarını genişletmek için başkenti taşıdığı düşünülmektedir. 1274’te II. Ramses ile savaşır. Kadeş muharebesi Mısır yazıtlarında kendi lehlerine sonuçlandığı söylense de M.S. 20. yüzyıldaki buluntular neticesinde tam kazanının olmadığı bir savaş olarak değerlendirilir. Ancak, sonrasındaki gelişmeler neticesinde Şam’ın kuzeyine kadar bütün Suriye topraklarının Hititlerin işgaliyle sonuçlandığı görülmektedir.

I. Muvatalli’nin yerine geçen Urhi-Teşub, Hattuşaş’ı yeniden başkent ilan eder fakat iç savaş neticesinde amcası III. Hattuşili (1272-1237) tahta çıkar. M.Ö. 1269’da son 30 yıla kadar bilinen ilk yazılı antlaşma Kadeş antlaşmasını II. Ramses ile imzalar. Günümüzde bulunan yazıtlar ile daha eski antlaşmaların varlığı saptanmıştır. Lagaş Kralı Luga-şak-engur ile Umma Kralı Nin-Kisalsi şehir devletleri arasındaki ittifak antlaşması M.Ö. 2550 , Akkad Kralı Naram-Sin ile Elam Kralı Puzur-İnşuşinak arasındaki antlaşma M.Ö. 2250, Uruk Kralı Lugal-kinishe-dudu ile Lagaş Kralı Entemena şehir devletleri arasındaki antlaşma M.Ö. 24. yüzyıl’ı daha eski antlaşmalar için sayabiliriz.


III. Hattuşili’nin oğlu IV. Tuthaliya’nın (1237-1209) hükümdarlığının son kısmından sonra imparatorluk çöküşe geçer. Assur krallığı büyük bir imparatorluğa dönüşme yolunda Hititleri mağlup eder. Sonrasında gelen krallar Kuruntiya ve III. Arnuvanda kısa süren dönemlerinde çöküşe engel olamaz ve son kral II. Şuppiluliuma döneminde bir anda medeniyet sahnesinden yok olurlar. İlgili dönemde Kıbrıs açıklarındaki başarılı deniz savaşı gibi birçok kazanç bu çöküşü yavaşlatmaz. Çöküşün nedenleri arasında çevresindeki birçok kavmin yer değiştirme sırasındaki istilaları vardır. Ayrıca, Friglerin yükselişi ile Mezopotamya’daki kavimlerin gücü, Mısır medeniyetinin merkezi yapısının etkisini belirtebiliriz. Hitit merkez bölgesi ve çevresi, kendi kendine yetemeyen bakır, kalay ve altın gibi hammaddelerin ithalatına bağımlıydı. Su, tarım, gıda güvenliği ve iklimdeki değişim de birçok yaşam standardını da zorlaştırmıştır. Bu durum, çöküşün ve 20. yüzyıla kadarki keşiflere kadar yok olmasının nedenleri olarak sıralayabiliriz. Urartular Doğu Anadolu’da, Frigler Orta ve Batı Anadolu’da yerlerine geçmişler ve bu halklar arasında asimile olmuşlardır. Yazımızın kalan kısmında hukuk-dil eksenli bazı detaylar vereceğiz.

Çek Asur bilimci Bedrich Hrozny, M.S. 1915-1917 yılları arasındaki çalışmaları neticesinde Hititçe’ye dair önemli ipuçları sağlamıştır. M.S. 1919 yılında Emil Forrer, Hint-Avrupa dil uzmanlarından farklı olarak Hrozny’nin yaklaşımına daha doğru bir yön vermiştir. “Nu NINDA-an ezzatteni watar-ma ekutteni” cümlesinden yola çıkılarak Hitit alfabesi çözülmüştür. NINDA ekmek olduğu biliniyordu. Ezza yemek -an ve tteni kısmının takı olduğu düşünüldü. Bu şekilde Ekmeği yiyeceksin. Sonraki kısım için ise “watar” su kelimesinin güncel yazımına yakındı. Suyu içeçeksin olduğundan hareket edildi.

Son paragrafımızda örneklerle hukuk sistemini biraz daha fazla detaylandıralım. Hastalıkların temizlik ile önüne geçileceğine inanıldığı bir toplumdu. Cinsel ilişki sonrası temizlenilmesi gerektiği yasalarda belirtilmektedir. Aşçı ve yamaklar yemek yapmadan önce temiz olmalıdır. Zina için kadın ve erkek aynı derecede hatalı sayılırdı. Koca zina yapan birisini affedip diğerini cezalandırılmasını isteyemezdi. Ensest ilişki ölümle cezalandırılırdı. Evlilik, boşanma ve miras konuları mülkiyet hakları içerisinde değinilmiştir. “Resmi” evlilik yapılırdı ayrıca fiili evliliklerde tanınırdı. Evlilik öncesi gelinin ailesine “hediye” sunulması gerekirdi. Kölelerin hakları içinde bir çok düzenleme bulunmaktadır. Borcunuz için kölelik yapabilirdiniz. Bazı cezalar köleler için daha ağırdı. Kundakçılıktan hüküm giyen hür kişi tazminat ödemek zorundayken kölenin burnu ve kulakları kesilirdi.
Kaynakça
- HİTİTLER- JÖRG KLINGER
- HİTİTLER UNUTULMUŞ BİR İMPARATORLUĞUN ÖYKÜSÜ- ARCHIBALD H. SAYCE VE ARTHUR GILMAN
- HİTİTLER BİR ANADOLU İMPARATORLUĞU- MELTEM DOĞAN VE METİN ALPARSLAN
- HİTİTLER ANADOLU SAVAŞÇILARI- TREVOR BRYCE
- HİTİTLER VE HATTUŞA- MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ
- M.Ö.1177’DEN SONRA MEDENİYETLERİN KURTULUŞU- ERIC H. CLINE
- ESKİ MEZOPOTAMYA TARİHİ- KEMALETTİN KÖROĞLU
- KÜLTEPE TABLETLERİNE GÖRE ESKİ ÇAĞ ANADOLU’SUNDA DİPLOMASİ VE ULUŞLARARASI ANTLAŞMALAR

Yorum bırakın