Sümerler: Mezopotamya’nın İlk Uygarlığı

Sümer sözcüğü, geç Akad dilinde “kültür arazisi” anlamına gelmektedir. Yerleşikler göçmenleri “Sümerler” olarak adlandırmışlardır. Akad ülkesi gelen göçmenlerle daha sonradan Mezopotamya için ifade edilen “melez” toplulukların oluşturduğu bir alan olmuştur. Melez kavramı çok etnikli ve kültür değişikliğini ifade etmektedir.

Avcı-Toplayıcı kavimlerden şehir devletlerine geçiş ve oradan da tarihin bilinen en eski devletlerinden Sümerlerin doğuşuna M.Ö. 2900 tarihinde şahit olmaktayız. Şehir devletlerinin oluşumu erken hanedanlar döneminden sonra İlk imparatorluk diyeceğimiz Akad imparatorluğu ve sonrasında Mezopotamya’ da birçok Sümer şehir devleti tekrardan ortaya çıktı. İlgili şehir devletlerinden en önemlilerini aşağıdaki haritada görebilirsiniz.

“Göksel krallık yeryüzüne indiğinde, Eridu’da gelişti.” M.Ö. 3. bin yılın sonunda çivi yazısıyla yazılmış Sümer krallık listesinin ilk cümlesidir. İlgili liste 40.000 yıla uzanmış yönetim listesini göstermektedir. Belirtilen sürelerdeki kralların yaşam sürelerinden inandırıcılığının olmadığını anlamaktayız. Mit kıvamındaki bu liste ve yazıtlardan 40.000 yıl öncesine dayanmadığını düşünsek de, Göbeklitepe’nin bulunması ile belki de şehirlerin oluşumunun kitaplardaki tarihsel yazımdan daha fazla olduğunu düşünebiliriz. Göbeklitepe konulu yazımla da tarihsel yazım hakkındaki detaylara ulaşabilirsiniz.

Erken Hanedanlar I. Dönem M.Ö. 2900-2750 – Erken Hanedanlar II. Dönem M.Ö. 2750-2600 – Erken Hanedanlar III. Dönem M.Ö. 2600 -2350 diyebiliriz. M.Ö. 2350-2150 arası Akad dönemi sonrasında M.Ö. 2150-2050 Uruk-Lagaş sonrasında M.Ö. 2050-1950’lere kadar UR zamanı olarak kısaca özetleyebiliriz. Akad döneminden farkı olarak şehir devletleri temelinde bir oluşum ve buna bağlı bir örgütlenme ortaya çıkarmışlardır. Akad’lılar daha çok merkezi bir yapı çevresinde devleti bir yapı ile yönetim yapısı bulunmaktadır.

“Dişe diş , göze göz” yasaları çerçevesinde bir yapı kurulmuştur. Hammurabi Kanunları ile özdeşleştirilen yönetim anlayışı Ur-Nammu Kanunları, Lipit-İştar Kanunları gibi daha eski bir çerçevede oluşturulmuştur. Toplumsal sınıfların detaylandırıldığı ve konu bazlı uzman meslek gruplarının ortaya çıktığı görülmektedir. Özgür Yurttaş – Devletin bakmakla yükümlü olduğu kişiler ve köleler olarak sınıfsal bir yapılanma vardır. Kanunlar ve fermanlar üzerinden toplum yönetilmiştir.

Sümercede pek çok sözcük tek heceli olabilir. Örneğin a: “su” ; ab:”deniz” ; bab:”bütün” ; bad: “sur” . Günümüze kadar gelen çivi yazısı kil tabletlerle dönemin siyasi, ekonomik, sosyal olaylarının bir kısmına ulaşılmıştır. Uygarlık tarihinin yazıyla başladığını söylersek hata etmiş olmayız. Aşağıdaki tabloda çivi yazısının ihtiyaçlar çerçevesinde revize olduğunu görmekteyiz. Günümüzde de diller aynı evrimi geçirmektedir.

Mitlerin en bilinenleri “Yaratılış” ve “Tufan” Sümerlilerden gelmiştir. İncil, Tevrat ve Kuranı Kerim de ilgili anlatıdan emareleri bulabilirsiniz. Aşağıda Tufan anlatısının Sümer versiyonunun özetini kısaca anlattım.

“Tanrılar içinde Enlil insan ırkının yok olmasına karar verir fakat Enki buna yüce bilgenin rüyası vasıtasıyla cevap verir. Tufanın gelmesi beklenirken yüce bilge şehirdekileri toplar, kente ayak basmayacağını ve tanrıların kararını paylaşır. Tufan’a hazırlık süreci ve Tufan bu şekilde başlamıştır.

Tufan kesildikten sonra tekne mola vereceği tepeye ulaşmış ve yüce bilge karaya çıkıp çıkmayacağını anlamak için kuşları salıyor. Karaya çıkar ve tanrılara ziyafet verir. Enlil ise bu duruma sinirlenir. İlgili kısımdan sonraki anlatıların çoğu kayıp olduğu için detaylar ve sonrası hakkında detaylı bir bilgi bulunmuyor. Bulunan kısımdan hareketle Enki bazı tedbirler alıyor.

Kısırlık ile nüfusun artmamasını sağlıyor. Enlil ise insan ırkını yok edemediği için salgın hastalık ve kuraklık gönderiyor araya giren tanrılar vasıtasıyla insan ırkı devam ediyor.”

Ayrıca Sümer destanları ile Türk efsaneleri arasında da bağlar görülmektedir. Ak-ana yeri ve göğü nasıl yaratacağını Ülgen’ e söylüyor. O da “ol” diyor ve oluyor. Türkler ve Sümerlilerde evren sudan, insan topraktan yaratılıyor. Tanrının üflemesi ile toprak canlanıyor. Bu ve bunun gibi birçok ayrıntı aynı olsa da kültürlerin ticaret yoluyla değiş-tokuş yapıldığı her topluluğun bir önceki medeniyetin izlerini taşıdığını söyleyebiliriz.

Aşağıda bazı tanrıların isimlerine ulaşabilirsiniz.

  • Anunna: An ve toprak tanrıçası eşi Ki‘nin çocuğu olduğuna inanılmaktaydı.
  • Aruru: Bitki örtüsü tanrıçasıdır.
  • Apsu-tiamat antik Babil inanışına göre daha genç tanrılar üretmek için tatlı su tanrısı Apsû ile çiftleşen tuz denizinin ilkel tanrıçasıdır. İlkel yaratılıştaki kaosun sembolüdür. Kadın olarak anılır ve “parıldayan” olarak tanımlanır. Tiamat mitosunun, Tiamat’ın tuzlu ve tatlı su arasında kutsal evlilik yaptığı bir yaratıcı tanrıça olduğu ve birbirini izleyen nesiller boyunca kozmosu barışçıl bir şekilde yarattığı iki bölüm olduğu öne sürülür. 
  • Ea: Enki olarak da bilinir. Sümerlerin bilgelik, tatlı su, zeka, hile ve muziplik, el sanatları, büyücülük, şeytan çıkarma, şifa, yaratma, erkeklik, doğurganlık/bereket ve sanat tanrısıdır.
  • Enlil: Sümer kenti Nippur‘un koruyucu tanrısıdır
  • Marduk: Büyük Efendi, dünyanın ve cennetin efendisidir.

KAYNAKÇA

Eski Mezopotomya Tarihi- Kemalettin Köroğlu

Mezopotamya Mitolojisi- Jean Bottero, Samuel Noah Kramer

M.Ö.1177’den sonra Medeniyetlerin Kurtuluşu- Eric H. Cline

Kültepe Tabletlerine Göre Eski Çağ Anadolu’sunda Diplomasi ve Uluslararası Antlaşmalar- Efe Sıvış, Tolga Bilener

Sümer ve Sümerler- Harriet Crawford

Sümerler Mezopotamya’nın Sıradışı Topluluğu- Helmut Uhlig

Sümerliler Türklerin Bir Koludur- Muazzez İlmiye Çığ

The Old Assyrian List Of Year Eponyms From Karum Kanish and Its Chronological Implications- Klaas R. Veenhof

Yorum bırakın