Geleceği Şekillendirmek: Değişim ve İlerleme Perspektifleri

“İlerleme” tarihin niteliklerinden birini değil , şimdiki anlamıyla özgüveni simgelemektedir. Tarih bizleri daha iyi bir amaç uğruna yaşamaya mı sevk etmiştir? Geçmişte yaşadığımız duygular ve mutlu olma arayışı sürdürülebilir olarak yaşamımızda ilerleme duygusuna mı sevk etti? Bu duygunun tezahürü değişim nidalarını mı yükseltti?

Geleceği tasarlamak için şimdiki zamana tutunmak gerekeceğini ve geçmiş öğretilerimizden aldığımız duyguyu uygulanabilirliği olan değişim arzusuna entegre etmemiz gerekmektedir.

Değişim için bilinç, farkındalık zemini ve inanç gerekir. İlerlemek ve değişmek önce insanda başlamaktadır. Asıl değişim duygu, düşünce ve davranışta başarabilmektir.

Einstein’ın yaptığı düşünsel deneyde olduğu gibi oluş, eylemi değiştirir; bağlam, düşünceyi ve algıyı biçimlendirir. Bağlam; insanların üzerinde dünya anlayışlarını kurdukları temeli kökten değiştirdiğinizde, eylemler de bağlı olarak değişir.

Bilim ve rasyonalite arasındaki sorulardan doğan yeni yapılanmış toplumsal fikirler, çok kültürlü bir dünyadan neler beklenileceğine, uygarlığın inşa edilmiş doğasını ve insanlığın modern dünyada yer alan makineleşmiş doğasını oluşturmuştur. Rasyonalite kavramı, toplumsal olarak belirlenmiştir. Toplumsal bir anlaşmanın ürünü olarak kendisini belli sınırlar üzerinden muhafaza etmektedir.

Değişimin görevi, parçaları değil asıl zorluk oluşan dinamiği yönetmektir. İnsanların değişime giden yolda zihinlerindeki tasarımı tahmin etmek önemlidir. Kalıpları, sorunları ve fırsatları ortaya çıkmadan önce ilerleme yoluna girebilmesi için iletişimi yönetmek gerekir. Değişimi bekliyorsanız sistemin içine girmişsiniz ve değişimin öncüsü olamazsınız. Değişimi ve ilerlemeyi sağlayacak yöneticiler ne yapılacağıyla ilgilenmez, nasıl yapılacağına bakacaklardır. Yarattığımız şeylere tapmak değil asıl önemli olan tasarlanan gelecek yolunda yürümektir.

Bizleri hareket geçiren, değişimin parçası olmamızı sağlayan ve ilerlememizi güdüleyen hareket etme duygusu ile önümüzü görebiliriz. Problemin karşısında öncelikle bilgi toplarız. Düşünme tarzımızı aykırılaştırırız. Tartışır ve düşünürüz. Topladığımız bilgiler ve düşünceler ile birlikte karara varırız. Bu kararımızı eylemleştiririz. Geçmişe odaklanan ve günümüze odaklananlardan olamayız. Planlayan ve geleceği odağına yerleştirenlerden olmak için harekete geçer ve uygularız.

  • Bireyselleşmiş Toplum – Zygmunt Bauman
  • Değişim Kitabı – Mikael Krogerus ve Roman Tschappeler
  • Değişim – Harvard Business Review
  • Postmodernizm ve Rasyonalite – Marcus Ruskin ve Noam Chomsky
  • Stratejik Düşünme – Avinash K. Dixit ve Barry J. Nalebuff

Yorum bırakın