Amsterdam, Hollanda’nın başkenti ve ülkenin en yüksek nüfuslu şehridir. Adı, ilk kurulduğu zamanlarda Amstel ırmağının üzerine kurulan su bendi (“dam”) olan Amstelredamme’ın zamanla Amsterdam olmasından gelir. Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapıları, kanallar içerisinde yer alan tekne evleri, ünlü meydanları, ressam Rembrandt , Vincent van Gogh ve filozof Spinoza’nın da sakinleri arasında yer aldığı çekici ve dinamik bir şehirdir.

Amsterdam’a direkt olarak uçuşlar bulunmaktadır. İstanbul’dan 3.5 saat Schiphol havalimanına sürmektedir. Tren ve otobüs ile merkeze ulaşabilirsiniz. Tren ulaşım ağı temiz ve kolay olduğu için tercih ettik. Havalimanındaki gişelerde biletinizi alabilirsiniz. Çok fazla toplu ulaşım kullanacaksanız OV-chipkaart temin edebilirsiniz. Amsterdam şehri içerisinde gezerken bisiklet kullanımının ne kadar yaygın olduğunu görebilirsiniz.



“Grachten” olarak bilinen Orta Çağ ve sömürge dönemi Amsterdam kanalları, evlerin ilginç duvarlara sahip olduğu şehir. Şehir, birbirine bağlanan eski köprüler ve dar yollarla sarmalanmıştır. Çok kültürlü ve kozmopolit yapısı günümüzde farklı dinamikleri olan çağdaş, hareketli ve huzurlu bir yapıya büründürmüştür.

Merkezden biraz uzak konaklama yaptığınız taktirde hafif tramvaylar ile rahatça merkeze gidebilirsiniz. Tramvay içerisinde ödeme yapabilir ve farklı süreler içeren biletler alabilirsiniz. Tramvay ile gezerken binaları da görebilirsiniz. Gün içerisinde fazla toplu ulaşım kullanmanıza gerek olmadan kolaylıkla gezebilirsiniz.

Amsterdam Barok, Gotik, Neo-Gotik ve Art-Deco mimari yapıların görülebileceği ve II. Dünya savaşından yıkıma uğramamış bir şehirdir. Eski şehir bölgesinden kanalların arasında düzenlenen tekne turlarına katılabilirsiniz.



Van Gogh müzesi modern bir yapının içerisinde yer almaktadır. Bir çok Van Gogh eseri dışında farklı sanatçıların da yer aldığı seçkiler sergilenmektedir. Rijksmuseum ise tarihi bir bina içerisinde yer alan ulusal müzedir. Kendilerini “1200’den günümüze 800 yıllık Hollanda tarihinin hikayesini anlatıyoruz. Ayrıca, kendi koleksiyonumuzdan ve (uluslararası) ödünç almalarla yılda birkaç sergi düzenliyoruz.” diye ifade etmektedirler. Amsterdam’da gezilmesi gereken iki önemli müzedir. İlgili alanlarınıza ya da o gün sergilenen eserlere ve zamanınıza bağlı olarak değerlendirebilirsiniz.


Bu müzelerin dışında google haritalar linkinden eklediğim müzelerden ilginizi çekenlere bakabilirsiniz. “Heineken Experience” deneyimimizi de paylaşmadan geçemeyeceğim. Heineken firmasının en eski bira fabrikasında biranın yapım süreçlerini, şişeleme ve birçok ayrıntıları bulabileceksiniz. Ayrıca tarihsel değişimi, birçok oyun ve aktivitelerle de 2 saat boyunca eğleneceğiniz bir deneyim yaşayacaksınız.


Dam meydanı ve çevresinde vakit geçirebilirsiniz. Kanalların arasında yer alan dar yollar ve sokaklar arasında kaybolmayı unutmayın. Albert Heijn gibi zincir marketlerden istediğiniz ürünleri alabilirsiniz. Primark’ dan uygun giyim ürünleri de satın alabilirsiniz.


Çok gelişmiş bir mutfakları bulunmamasına rağmen kozmopolit yapısı nedeniyle neredeyse her türlü ülke mutfağını bulabilirsiniz. Ringa balığı turşusundan yapılan Broodje Haring yıl boyu tüketilen sandviçleridir. Hollanda peyniri olarak bilinen Kaas, Edammer, Gouda, Friese Nagelkaas deneyerek istediğinizi alabilirsiniz. En ünlü yemekleri Patates kızartmalarıdır. Manneken Pis Damrak‘da yediğimiz en güzel patateslerden birisiydi. Andalouse sos ile birlikte denemenizi tavsiye ederim. DLC marka olan sosdan da marketlerden evinize almayı unutmayın. Tatlı olarak da Stroopwafel ve Appeltaart denemeyi unutmayın. Winkel 43‘deki elmalı turta çok lezzetliydi.





Yorum bırakın