Kyoto: Japonya’nın Kültürel Mirası

Kyoto 京都, Kyōto, Japonya’nın en büyük ve en kalabalık adası Honshu’nun Kansai bölgesindeki Kyoto Eyaletinin başkentidir. 2020 itibarıyla şehrin nüfusu 1,46 milyondu ve bu da onu Japonya’nın dokuzuncu en kalabalık şehri yapmaktadır. Osaka ve Kobe ile birlikte daha da büyük Keihanshin metropol alanının bir parçasıdır. Kyoto’da günübirlik bir gezi yaptığımız için tam olarak her noktasını gezemedik. 794’ten 1868’e kadar Japonya’nın başkenti olan Kyoto, bazen bin yıllık başkent (千年の都) olarak anılmaktadır. Çok fazla tarihi yapı, müze ve bambu ormanları gibi doğal güzellikleri barındıran şehir, yaşlı bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. 2025 yılındaki gezimizle birlikte Kyoto merkezindeki sokaklar arasında kaybolmanın gerekliliğini ve eski tarihi doku içerisinde vakit geçirmenin de gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden gezi programınıza göre en az 2 gece zaman ayırmanız gerekmektedir.

Arashiyama Bamboo Forest, Kyoto şehrinin batısında Bambunun dayanıklılığı hatırlatan ve ikinci dünya savaşından sonraki yıkım dolu hatıralar üzerinden yeniden canlanmanın motifleştirildiği ve ormanın çevresinde bir çok tapınak ile önemli bir gezme noktasıdır.

Kinkaku-ji (金閣寺 Altın Köşk Tapınağı), Japonya’nın Kyôto Eyaleti (京都府), Kyôto Şehri (京都市), Kitaku (北区) semti sınırları dahilinde bulunan, Budizm’in Rinzai koluna mensup tapınak. Muromaçi Dönemi’nin ilk yarısında gelişen Kitayama Kültürü mimarisi ve bahçe düzenleme sanatının kusursuz bir temsilcisi olarak uluslararası kabul görmüş, bu çerçevede 1994 yılı itibarıyla eski başkent Kyôto’nun önemli kültür varlığı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.  1397 yılında inşaat başlamıştır. Farklı dönemlerdeki yangınlar , depremler nedeniyle 1955 yılında tekrardan yapılmıştır. Yangın ve depremlere rağmen defalarca yeniden inşa edilen bu yapının ihtişamı, Japonya’nın geçmişe ve korumaya verdiği değerin bir simgesiydi. Tam da yeniden aradığımız ‘değer verme’ duygusunu bize hatırlattı.

Çay, Japonya’ya ilk olarak 7-8. yüzyıllarda gelmiş olup çay ikramı zaman içinde törensel bir nitelik kazanmıştır. Çay töreninde ağırlıklı olarak Zen Budizmi’nin etkisi görülür. Törenin amacı çay yapıp içmekten çok, doğaya karışmak, onun içinde kaybolmak, bu yolla ruhu aydınlatmaktır ve doğallığın yanı sıra sükunet, sadelik estetik ve zarafetle örülü bir arınma sürecidir. Hareketler son derece yavaştır. Aşağıdaki videomuzda bir çok farklı noktayı izleyebilirsiniz. Abone olmayı unutmayınız.

Kiyomizu-dera Kyoto’nun doğusunda bulunan bir budist tapınağıdır. 1994 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmıştır. 798 yılında inşa edilmiştir ve Japonya’nın en eski ve en önemli Budist tapınaklarından biridir. Kiyomizu-dera, geniş bir alanı kapsayan kompleks içerisinde birçok tapınak ve diğer yapıları barındırır. En önemli yapısı, tapınağın merkezi noktasında bulunan Kiyomizu-dera Ana Tapınağıdır. Ana tapınak, ahşap bir yapıdır ve çevresindeki orman manzarası ile ünlüdür. Ayrıca tapınağın bahçesinde de birçok küçük tapınak ve pagoda bulunur.

Japon pagodalarında genelde dört köşede dört sütuna rastlanır, bu sütunlar ise göğü ayakta tutan direkleri sembolize eder. Bir pagodanın kat sayısı 5 ile 13 arasında değişir. Katlar daima birbirinden farklı büyüklüktedir. Üzerlerinde çepeçevre bir saçak bulunan bu katlar Tanrıların gök katlarını temsil eder.

Tapınağın en ünlü özelliği, ana tapınağın arkasındaki bir kayanın üzerine inşa edilmiş olan Kiyomizu-dera’nın ana balkonudur. Bu balkon, 13 metre yükseklikte ve 18 metre uzunluğundadır. Balkondan şehrin güneydoğu kısmının manzarası izlenebilir ve özellikle yapımında kullanılan geleneksel Japon teknikleriyle ünlüdür. Balkondan yerel kıyafetler ile birçok turist fotoğraf çektirmektedir.

Kiyomizu-dera tapınağı, Japonya’nın en popüler turistik yerlerinden biridir ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilir. Tapınak, ayrıca Japonya’daki geleneksel festivallerin birçok gösterisine de ev sahipliği yapar.

Fushimi Inari Tapınağı, Japonya’nın eski başkenti Kyoto şehrinde Inari dağının eteklerine kurulmuş bir Şinto tapınağıdır. 711 yılında yapıldığı söylenmektedir.

Tapınağın en dikkate değer unsurları torii isimli turuncu kapılarıdır. Torii, T şeklindeki ahşap giriş kapı ve kirişlerine verilen isimdir. Tapınağa insanlar dilekler dilemek için gelir. Dilekleri kabul olanlar ise isimleri yazılı turuncu kapıları tapınağa bağışlar. Her bir turuncu direk üzerinde isimler yazılıdır. 4 km’lik dağlık alandaki dağın eteğinden tepesine süren 2 saatlik bir tırmanış sizleri beklemektedir. Çok fazla zamanımız olmadığı için sadece 15-20 dk’lık kısmını gezebildik.

Bu tapınaklar dışında Tō-ji, Nanzen-ji, Ginkaku-ji gibi Budist Tapınakları ve Heian Tapınağı gibi Shinto tapınaklarını vaktiniz varsa gezebilirsiniz. Budist ve Şinto tapınaklarında çok büyük farklılıklar olmadığı için geziniz boyunca seçeceğiniz 2 ya da 3 tapınağı gezmeniz yeterli olacaktır.

Yeme-İçme noktalarına gelecek olursak daha çok geleneksel usullerde yapılan Soba eriştesi dükkanları, Suşi ve Ramen lokantaları bulabilirsiniz. Atıştırmalıklar olarak çok fazla alternatif bulabilirsiniz. Ünlü salatalık turşuları ve birçok farklı ürünü tadabilirsiniz. En çok sevdiğimiz Kiyomizu-dera tapınağı giriş sokağında yer alan pofuduk içi vanilya kremalı ve tarçınlı kek oldu.

Osaka’dan 1 saatte, Tokyo’dan 3 saatte ulaşabilirsiniz. Şehir içinde Otobüs kullanarak seyahat edebilirsiniz. Tren hatları Tokyo ve Osaka’dan daha küçüktür. Konaklama olarak daha geleneksel evlerin olduğu butik hoteller daha fazla bulunmaktadır. Tur ile gezecekseniz bir günlük turda istediğiniz noktaların hepsini gezemiyorsunuz. Yazımda olan noktalara sadece gezme imkanınız olacaktır. Konaklama Osaka’dan pahalı olduğu için Osaka üzerinden sabah erken tren ile gelebilirsiniz. Akşam da Osaka’ya tekrardan dönebilirsiniz. Kyoto’da kalmak isterseniz ise 2 gece konaklama yeterli olacaktır.

“Kyoto: Japonya’nın Kültürel Mirası” için bir cevap

Yorum bırakın